Amadeus’un şen kahkahası!

Yayınlandı: 22 Ekim 2014 / SİNEMA
Etiketler:, , , , , , , , , , , , , , , ,

amadeus

“Acaba Amadeus hakkında bir şeyler yazmış mıydım?” diye bloğa göz atarken, içimden “mutlaka yazmışımdır canım” diye geçiriyordum ki içerikler arasında bulamayınca kendime şaşırdım doğrusu! Öyle ya çok iyi bir sinema seyircisi olamasam da gördüklerim arasında şu zamana kadar listemin birinci sırasında olan filmi yazmamak ne bileyim tuhafmış:)

Film; “tanrının dile gelişi olarak adlandırılan bir dahi” Mozart ile “yaşamını ona hayranlık ve nefret duyarak” geçiren Salieri üzerine odaklanır… daha filmin başlangıcında nasıl bir yola gireceğimizi görürüz. Salieri ile Peder’in karşılıklı konuşması filmin başlangıcına denk gelir ve daha bu sahneden sizi içine çeker… Öyle ki üç saatlik zaman diliminin nasıl geçtiğini anlamazsınız. Üstelik, klasik müziği daha önce dinlemiş veya sevmiş olmanız gerekmez; sahneler tükendiğinde zaten seveceksinizdir…

Film adını Mozart’ın ilk adından alır. Amadeus; Latince’de “tanrı sevgisi” demektir ve Salieri de “tanrı vergisi yeteneğe” birçok atıfta bulunur! Çoğu zaman Tanrı’ya yakarışları, çaresizliği insanı üzüntüye sevk etse de hırsı uğruna yaptıkları ona karşı mesafeli bir tutum içerisine girmemizi sağlar.

“Neden böyle bir yeteneği bu çocuksu yaratığa verdin de bana vermedin; madem yeteneği vermiyorsun neden içime bu tutkuyu yerleştirdin?”

Evet Amadeus; bu yakarışta Salieri’nin de tanımladığı gibi “çocuksu”dur. Hayatı gündelik kaygılar duymadan yaşayan, şen kahkahalı, eğlenceli ve dahi adam Mozart’ın yanında müziğe tutkuyla bağlı olan fakat hep daha iyisini istemekten imtina etmeyen, yetinemeyen, hırslı Salieri arasında gidip gelen hikayeyi seyrederken kimi zaman Mozart gibi kahkahalar atıp, kimi zaman üzülür; içinizi çeker ve hatta zaman zaman ağlarsınız… Şimdilerde tüm dünya tarafından bilinen, en çok dinlenen klasik müziğin dâhisi Mozart’ın sonuna hayretle bakarsınız…

Filmi bütünüyle çok sevmiş olsam dahi, bir sahnesini hep ayrı tutacağım sanırım. En çok zihnime çakılı kalan, etkileyen ve etkisini uzun süre yitirmeyecek o sahne; artık Amadeus’un hayatı sona ererken, Salieri’nin yaptığı planla sipariş edilen Requiem’in yazıldığı sahne. Daha önce de söylediğim gibi klasik müzik bilgim pek iyi değil, araştırmalarım sonucu söz konusu sahne Requiem’in Confutatis bölümü imiş. Seyrettiğinizde bana hak vereceksiniz. İnsan herhalde hayatta çok az böyle sahnelerden etkilenir diye düşünüyorum. Requiem yazılırken Mozart’ın naifliği ve dehasına yeniden hayran olurken; Salieri’nin “soğukluğuna” hayret edebiliyorsunuz. Bir eserin ne kadar zor ama, ne kadar kolay(!) çıkabildiğine, o dile geliş sürecine, sonra kulağınızda yavaş yavaş canlanışına, ezgilerin içinize doluşuna, işleyişine tanıklık etmekten mutlu oluyorsunuz. Ve tabii ki film boyunca olduğu gibi Tom Hulce ile F. Murray Abraham’ın oyunculuklarına hayran kalıyorsunuz… Söz konusu sahnede şöyle (film içerisinde seyretmeniz daha güzel olur diyerek paylaşıyorum);

Aday olduğu sekiz dalda Oscar alan Amadeus iki başarılı oyuncuyu da “en iyi erkek oyuncu” kategorisinde yarıştırmış; Akademi ödüle F. Murray Abraham’ı layık görmüş. Abraham’ın Oscar konuşmasını dinlediğimde Tom Hulce’a söylediği güzel sözler yine gözlerimi yaşarttı; böyle de güzel insanlar.

Şimdi hazır sonbahardayız; bu filmi seyretmenin en uygun zamanı… hatta kış aylarında pek güzel olur!

İçinizdeki müzik aşkını uçuracak, Mozart’ın kahkahalarını kulaklarınıza dolduracak bu filmi mutlaka seyrediniz, seyrettiriniz.

Yapımı: 1984 – ABD
Tür: Biyografi , Dram , Müzikal
Süre: 160 Dak.
Yönetmen: Milos Forman
Oyuncular: F. Murray Abraham , Tom Hulce , Elizabeth Berridge , Roy Dotrice , Jeffrey Jones
Senaryo: Peter Shaffer
Yapımcı: Saul Zaentz

Yorum bırakın