Dünki dersimizi bir yemeğe benzetmek gerekseydi adı yukarıdaki gibi olurdu herhalde…
Garrotin’e bu haftalık es verip; hem teknik hem de bilgilenme amaçlı Tangos ve Bulerias formları üzerine çalışmalar yaptık. Başka bir tabirle Karaoke Flamenko! Uzun zamandır istediğim şey gerçekleşti de diyebilirim. Teori ve pratik birleşince daha doyurucu oluyor…
Önce Tangos formu üzerine çalıştık. Şarkı ile birlikte nereye nasıl girilmeli, şarkının hangi bölümünde neler yapılabilir? kısımlarını Sensei M altyazılarını takip ederek uyguladık. Şarkı akarken hiç duraksamadan hocamıza ayak uydurmaya çalıştık. Kimi yerlerde hızlı, kimi yerlerde olabildiğince yavaş biçimde kontrast’lar oluşturduk.
Özellikle hızlıca gelip slow motion hallere geçişlerimiz beni beni benden aldı, aynadan pek güzel görünüyordu. Tüm bunları yaparken rahat olmamız, bedenimizi serbest bırakmamız, içimizdeki müziği dışarı kaçırmamamız gerekiyordu. Çünkü biz ne kadar rahat ve umarsızsak, seyirci de öyle olacaktı. Çeşitli denemeler yaparak, yeni hareketler ekleyerek şarkının içini doldurduk.
Sıra geldi Bulerias’a. Gösterimizin “fiesta bölümünde” Bulerias formunda bir koreografi yapmayı düşünüyoruz bu sebeple azıcık çalışmanın zararı olmaz diye düşündük. Üstelik Bulerias formu çok eğlenceli ve hoş… Genellikle palmas ağırlıklı yapılması da ayrı hava katmıyor değil. Bol bol öne-arkaya yürüyüşler yaparak bu formu da çalıştıktan sonra sevgili hocamızdan altın değerinde bilgiler topladık. Bunlardan en önemlisi Flamenko öğrenmenin en iyi yolunun sosyal olmaktan geçtiğiydi. Sürekli gözlemlemek, denemek, o ortamlarda bulunmak gerekliydi… Böylelikle “doğaçlama” ve “müziği daha iyi duyabilme” yönümüz de gelişecekti. Sosyal olmak üzerine de pratikler yaptıktan sonra epey keyifli geçen dersimizi sonlandırdık.
Yorgun halime, bu eğlenceli ders çok iyi geldi doğrusu. Yayında ve yapımda emeği geçenlere teşekkür eder, bir kez daha “Yaşa Flamenko” derim!
Devam edecek…
ANTRE 